Haber: Aslı Akış
TMMOB İnşaat
Mühendisleri Odası, Düzce’de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından
yaptığı açıklamada, vatandaşların deprem korkusu olmadan yaşamaya hakkı
olduğuna ve bunun için gerekli dönüşüm ve hazırlığın derhal yapılması
gerektiğine işaret etti.
“VATANDAŞLARIN DEPREME HAZIRLIK
KONUSUNDAKİ ENDİŞELERİ YENİDEN YÜKSELMİŞTİR”
23 yılın
ardından Düzce’de yaşan depremin vatandaşların depreme hazıklık konusunda
endişelerini yeniden ortaya çıkardığını belirten Erol Perçin; “23 Kasım 2022
tarihinde Düzce İli Gölyaka İlçesinde Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma
Enstitüsü verilerine göre 6,0 büyüklüğünde meydana gelen deprem başta Bolu
olmak üzere birçok çevre illerde hissedilmiştir. Yaşanan depremde yetkililerin
son açıklamalarına göre 2 yurttaşımızın yaşamını kaybettiği ve 100’e yakın
yurttaşımızın da çeşitli yaralanmalara maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Öncelikle
afetlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygıyla anıyor; yaralıların biran önce
iyileşmesi ve yaraların sarılmasını diliyoruz. Binlerce yurttaşımızın hayatını
kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı ve yüz binlerce yapının hasar
aldığı 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin üzerinden geçen 23 yılın ardından
Düzce’de yaşanan deprem yeni felaketler konusunda bir uyarı niteliği taşıdığı
gibi, yurttaşlarımızın haklı olarak depreme hazırlık konusundaki endişelerini
yeniden yükseltmiştir.” şeklinde konuştu.
“DEPREM ÖNCESİ HAZIRLIKLARDA ÜLKEMİZ
AÇIKÇA SINIFTA KALMIŞTIR”
Geçtiğimiz
günlerde yapılan deprem tatbikatının hatırlatarak, bilinçlendirme çalışmalarının
yetmeyeceği vurgulayan Perçin, “Bilindiği üzere 12 Kasım depreminin yıl
dönümünde olası bir depreme karşı “çök-kapan-tutun” tatbikatı yapılmış,
kamuoyunun depreme duyarlılığı arttırılmak istenilmiştir. Kamuoyunun deprem
anında bilinçli olması konusunda çalışmalar yapılması anlamlı olmakla birlikte,
deprem öncesi hazırlıklarda ülkemiz açıkça sınıfta kalmıştır. Yapıların depreme
karşı güvenliğini tesis etmek için tasarım, inşa ve denetim süreçlerinin doğru
ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi esastır. Güvenli yapı ve yaşam çevreleri
oluşturulması için; bilimsel bir planlamaya dayalı olarak afet risklerinin
azaltılması için kamu yararı doğrultusunda ve çevre değerlerini gözeten
programlar ivedi olarak yürürlüğe sokulmalıdır. Bu bağlamda kaçak ve kuralsız yapılaşmayı
özendiren, deprem ve afetlere karşı sorunlu yapılaşmaları yasallaştıran imar
aflarından vazgeçilmelidir.” İfadelerine yer verdi.
“TÜRKİYE`NİN MEVCUT YAPI STOKU TAM
BİR BİLİNMEZLİK İÇİNDEDİR”
Perçin,
Türkiye`nin mevcut yapı stokunun tam bir bilinmezlik içinde olduğunun da altını
çizerek; “Diğer taraftan merkez
üssü Düzce olan 6,0 büyüklüğündeki depremde bile özellikle kentimizdeki kamu
binalarında, öğrenci yurtlarında yapı güvenliği için risk oluştursun
oluşturmasın hasar meydana geldiği görülmektedir. Bu görüntüyle birlikte
kentimizde henüz okul binalarında dahi aylar önce başlayan güçlendirme
çalışmalarının tamamlanamamış oluşu, kamu yapılarının güvenliği konusunda
endişemizi arttırmaktadır. İlimiz ve Türkiye’nin mevcut yapı stoku tam bir
bilinmezlik içindedir. Olası bir büyük depremde yapıların nasıl etkileneceği
şüphelidir. Hal böyleyken deprem önlemi olarak yapılması gereken en önemli
faaliyetlerden biri yapı stokunun taranmasıdır. Belediyeler tarafından yapı
stoku taranarak depreme hazırlık konusunda önemli bir adım atılabilir.” dedi.
“CİDDİ BİR İLERLEME KAT EDİLEMEDİ”
Ulusal
Deprem Stratejisi ve Eylem Planı ile 2011 yılında yayımlanan raporu anımsatan
Erol Perçin; “1999 depremlerinden sonra,
güvenli ve sağlıklı bir yapılaşma ve çevre için nelerin yapılması, ne tür
önlemlerin alınması gerektiği konularında kamu kurumlarınca birçok çalışma
yapılmış, raporlar hazırlanmış ve bu yapılan çalışmalar AFAD`ın 2011 yılında
yapmış olduğu geniş tabanlı bir çalışma ile hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi
ve Eylem Planında (UDSEP) son şeklini almıştır. Büyük çoğunluğu 2017 tarihinde
bitirilmek üzere 2023 yılında tamamlanması hedeflenen çalışmalar Bakanlar
Kurulu Kararı olarak 18.08.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiş
olmasına rağmen gelinen aşamada ciddi bir ilerleme kat edilmediği
görülmektedir. Üstelik rapora göre çoktan tamamlanması gereken yapı stokunun
taranması konusunda, 2020 yılında TBMM’de kurulan Deprem Komisyonunun raporuna
yansıdığı kadarıyla yapı stoku taramasının yönteminin bile nasıl olması
gerektiğinin belirlenmediği anlaşılmıştır.” diye konuştu.
“TÜM YÖNETİCİLERİ HAREKETE GEÇMEYE
DAVET EDİYORUZ”
Perçin, TMMOB Bolu İl Koordinasyon Kurulu olarak yerel
ve merkezde tüm yöneticileri vatandaşların deprem korkusu yaşamadan güvenle
yaşayabileceği bir gelecek için harekete geçmeye davette bulunarak; “Yapı envanterinin taranması, kentsel
dönüşümün yapı güvenliği için gerçekleştirilmesi, kamusal bir yapı denetimi
sistemin kurulması, mühendislik hizmetlerinin inşa sürecinde maliyet külfeti
olarak değil özne olarak görülmesi, mühendislerin meslek odalarınca
belgelendirilmesi, imar aflarıyla ruhsatlandırılan kaçak yapılara gerekli
inceleme ve uygulamaların yapılması, şantiye şefliğinin tam zamanlı olarak
yapılması başlıca önlemlerdir. TMMOB Bolu İl Koordinasyon Kurulu olarak bir kez
daha yerel ve merkezi tüm yöneticileri, kamu kurumlarını uyarıyor; deprem
bölgesinde bulunan ülkemizde tüm yurttaşlarımızın deprem korkusu duymadan
güvenle yaşayabileceği bir gelecek için, harekete geçmeye davet ediyoruz.” açıklamasında
bulundu.