İş
aramak için yaklaşık 45 yıl önce köyünden ayrılan Karababa, İstanbul’a giderek
bir iş yerinde bulaşıkçı olarak çalışmaya başladı.
Aradan
geçen zamanda kendini geliştiren ve aşçı çırağı olan Karababa, daha sonra
şefliğe kadar yükseldi.
Karababa’nın
hemşehrilerinin de mesleğe başlamasına vesile olmasıyla 65 haneli köyden 50’ye
yakın aşçı çıktı.
Köyden
ayrılıp, İstanbul’da bulaşıkçı olarak işe başlayan ve zamanla kendilerini
geliştirerek şefliğe yükselen “Susuz köyü aşçıları”nın çoğu,
İstanbul’daki otel ve restoranlar ile turizm sektöründe faaliyet gösteren iş
yerlerinde, bir kısmı ise turizm bölgeleri ile yurt dışında çalışıyor.
Büyük
çoğunluğu İstanbul’un aynı semtinde yaşayan aşçılar, hem işlerinden arta kalan
zamanlarda bir araya gelerek vakit geçiriyor hem de aynı dönemde izin yaparak
gittikleri köylerinde yakınlarıyla hasret gideriyor.
Seben
Belediye Başkanı Fatih Kavak, yaptığı açıklamada, 1970’li yıllarda köyden kente
göçün en yoğun döneminin yaşandığını belirterek “Hüseyin Karababa da
Seben’in Susuz köyünden çıkarak İstanbul’da aşçılığa başlamış. Onun sayesinde
aynı köyde yaşayan 40’tan fazla kişi, İstanbul’da aşçılık mesleğini
öğrenmiş.” dedi.
Bu
sayede 40 kişinin iş sahibi olduğunu vurgulayan Kavak, “Hüseyin amcamız,
İstanbul’da 5 yıldızlı otellerde ve iş yerlerinde baş aşçı olarak çalışmalarına
vesile olmuştur. Bu da ilçe evladının kendi kardeşini sahiplenme noktasında ne
kadar destek verdiğini bize gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Çok iyi
ustalar yetiştirdim”
Hüseyin
Karababa da İstanbul’da bulaşıkçı olarak işe başladığını, daha sonra ise aşçı
çırağı olduğunu söyledi.
Aşçılığa
başladıktan sonra çeşitli yerlerde çalıştığını anlatan Karababa, “Kısım
kısım İstanbul’un çeşitli yerlerinde, en lüks yerlerinde aşçıbaşılık yaptım.
2001 yılında emekli olmadan önce bütün yeğenlerim, köydeki arkadaşlarım hepsini
İstanbul’a çağırdım. Uzun yıllar beraber çalıştık.” diye konuştu.
Karababa,
çok iyi ustalar yetiştirdiğini belirterek, “Hepsi çok değerli ustalar. Bu
mesleği seve seve yaptık, hala da seve seve yapıyoruz.” dedi.
Şef
aşçı Cahit Cabbar da Bolu’nun, aşçılık mesleğiyle bilindiğini hatırlattı.
Cabbar,
16 yaşında İstanbul’a giderek aşçılık yapan Hüseyin Karababa’nın yanında
bulaşıkçı olarak işe başladığını anlatarak, “Bizim köyden İstanbul’da bu
mesleği icra eden 45-50 arkadaşımız var. İlk gidenler olarak arkadaşlarımızın
mesleğe girmesine vesile olduk.” ifadelerini kullandı.
“Köyümüzdeki
aşçılarımızın 10-15’i okullu”
Mesleğe
başlayan çok sayıda hemşehrisinin alaylı yetiştiğini ve meslekte kendilerini
geliştirdiklerini dile getiren Cabbar, kendisinin de yaklaşık 32 yıldır bu işi
yaptığını anlattı.
Cabbar,
o dönemde Bolu’da bile aşçılıkla ilgili okullar olmadığını vurgulayarak,
“Köyümüzdeki aşçılarımızın 10-15’i okullu. Onlar en fazla 7-8 yıldır bu
sektörün içindeler. Bizim başladığımız dönemdeki aşçıların hepsi alaylı,
mesleğe çekirdekten yetişerek başladılar.” diye konuştu.
İstanbul’da
aşçılık yapan köy sakinleriyle sürekli iletişim halinde olduklarını aktaran
Cabbar, şunları kaydetti:
“Hepimiz
birbirimizin sayesinde bu işe başladık. O nedenle sürekli birlikteyiz.
İzinlerimizi de birbirimize göre ayarlıyoruz. Haberleşerek turizm sektörünün
müsait olduğu dönemlerde izinlerimizi aynı anda kullanıyoruz. Köyümüze
geldiğimiz zaman kış aylarını tercih ederiz. Bayramlarda tabii çoğunluk gelir.
Burada bayramlaşma olsun, diğer etkinlikler olsun hep beraber yaparız. Bir
günümüzü yaylada geçiririz. Herkes köyüne özlem duyuyor.”