Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU ÇOK BULUTLU
23,2
ÇOK BULUTLU

EĞİTİM-BİR-SEN’DEN ‘ŞİDDET’ TEPKİSİ

EĞİTİM-BİR-SEN’DEN ‘ŞİDDET’ TEPKİSİ

Eğitim-Bir-Sen üyeleri tarafından Tüm Türkiye’de eş
zamanlı olarak ‘öğretmene şiddet’ konusunda bir açıklama yapıldı. Bolu
Eğitim-Bir-Sen üyeleri bir araya gelerek eğitimcilere yönelik yapılan şiddete
tepki gösterdi.


Açıklamayı yapan Bolu Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı
Ahmet Koçak, “Şiddet, her geçen gün sayı olarak da yoğunluk olarak da
artıyor, farklı faillerle yeni kulvarlar buluyor, en uzağında olması gereken
yerlere bile giriyor; toplumsal bağlarımızı çözüyor, geleceğimizi karartıyor.
Toplumsal değerlerimiz erozyona uğruyor, insana saygı azalıyor, hürmet yerini
şiddete bırakıyor. Karakter eğiticisi, ruh işçisi, geleceğimizin mimarı
öğretmenlerimiz, ince bir sanatı icra ederken kaba bir muameleye maruz
kalıyor” dedi.


“ASLINDA
KAYBETTİĞİMİZ, SEVGİMİZ, SAYGIMIZ, MERHAMETİMİZ, ŞEFKATİMİZ, VİCDANIMIZ,
İZANIMIZDIR”


Öğretmenlerin birçok farklı saldırıda hayatını
kaybettiğini belirten Ahmet Koçak; “Yusuf Elitaş, 15 Temmuz darbe ve işgal
girişiminde hainlerin kurşunlarıyla şehit oldu. Şenay Aybüke Yalçın, ömrünün
baharında, meslek hayatının başında teröristlerin kurşunuyla aramızdan ayrıldı.
Necmeddin Yılmaz öğretmenimiz teröristler tarafından yolu kesilerek katledildi.
Ayhan Kökmen öğretmenimizi, kendini bilmez birinin saldırısı sonucu, görevinin
başındayken şiddete kurban verdik. Gülhan öğretmenimiz, okul çıkışında sokak
ortasında sırtından bıçaklandı. Yücel Düzci öğretmenimiz, okul bahçesinde
saldırıya uğrayan öğrencilerini korurken, gözü dönmüş saldırganların şiddetine
maruz kaldı. Adına kütüphane yaptırdığımız Necmeddin Kuyucu öğretmenimiz,
öğrenci kılıklı birinin bıçaklı saldırısı neticesinde hayatını kaybetti.
Aslında kaybettiğimiz, sevgimiz, saygımız, merhametimiz, şefkatimiz,
vicdanımız, izanımızdır” ifadelerini kullandı.


“94 ÖĞRETMEN VE
EĞİTİM ÇALIŞANI ŞİDDETE MARUZ KALDI”


Son iki yılın şiddet verilerine bakıldığında şiddete olan
eğilimin giderek daha da tırmandığının altını çizen Koçak; “Eğitim-Bir-Sen
olarak yaptığımız araştırmada, son iki yılın fotoğrafı bile şiddet olaylarının
nasıl giderek tırmandığını ve yaşananların ne kadar vahim olduğunu
göstermektedir. Eylül 2017’den bugüne resmî eğitim kurumlarında 94 öğretmen ve
eğitim çalışanı değişen tür ve düzeyde şiddet içerikli eyleme maruz kalmıştır.
Şiddet eylemlerinin yüzde 78’i adli soruşturmaya konu edilmiştir. Bu eylemlerin
yüzde 58’inin adli soruşturma ve kovuşturma süreci devam etmektedir. Sadece üç
vakada tutuklama kararı verilerek sanık/sanıklar tutuklu yargılanmıştır.
Sonuçlanan kamu davalarında sadece 5 vakada mahkûmiyet kararı verilmiş, tamamında
adli para cezasına hükmedilmiştir. Araştırma bulguları, eğitim çalışanlarına
yönelik şiddetin, bireysel eylemler olmaktan çıkıp yaygın bir sorun hâline
geldiğini ortaya koymaktadır. Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve
yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan
toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Şiddeti önleyecek önemli
bir aktör olması gereken eğitimciler bugün maalesef şiddetin mağduru durumuna
gelmiştir. Eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu
tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri artık almak zorundayız” şeklinde
konuştu.


“İMZA KAMPANYASI
BAŞLATTIK”


Sendika olarak, şiddet sorununun kaynaklarını kurutacak
çözümlerin mutlaka üretilmesi gerekliliğini her fırsatta dile getirdiklerini
açıklayan Ahmet Koçak; “Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan,
kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir
enstrüman olmalıdır. Bunun için, yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum
örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Başta Millî
Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, mülki idareler,
aydınlar, gazeteciler, aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve
duyarlılığı ile sorumlu davranmalıdır. Herkesi ilgilendiren, herkesin ilgili
olduğu bir meselede, toplumsal duyarlılık bilinci ve farkındalık oluşturmak
için herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır, olmalıdır. Sendika olarak,
şiddet sorununun kaynaklarını kurutacak çözümlerin mutlaka üretilmesi
gerekliliğini her fırsatta dile getirdik, getiriyoruz. 2018 Mart ayında şiddete
karşı etkili caydırıcılık sağlayacak yasal bir düzenleme yapılması talebiyle
Türkiye genelinde eğitim çalışanlarıyla birlikte imza kampanyası başlattık ve
520 bin imza topladık. Toplu sözleşme masasına, Kamu Personeli Danışma Kurulu
ve Kurum İdari Kurulu gündemine de taşıdığımız talebimizin özü; eğitim ve
öğretim hizmeti sunumu esnasında veya verilen eğitim ve öğretim hizmetinden
kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit
kullanan kişilere hapis cezası verilmesi; eğitim kurumlarında görev yapan
personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten
yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve şiddet
mağduru personele karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında
yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlığın
hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmasıdır. Mevcut
düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık
görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet
değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına
geçmektir. Şu da bilinmelidir ki bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddet,
ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebilir. Varlık ve medeniyet
iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya
mecburuz, yoksa pırıl pırıl olması gereken kalplerine attığımız karanlık
kördüğümlerle hem çocuklarımıza şiddet uygulamış hem de onları şiddete
yönlendirmiş olacağız. Eğitim merkezli düzenlemeler ciddi bir duyarlılık ve
sorumlulukla yeniden tanzim edilmelidir. Öğretmenlik mesleğine itibar
kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız,
güvensiz bırakılmamalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, bu husus da göz önünde
bulundurularak hazırlanmalı ve bir an önce hayata geçirilmelidir” dedi.


“KALICI ÖNLEMLER
ALINMAZSA YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR”


Eğitimcilerin ve çocukların her bakımdan korunması
gerektiğini söyleyen Ahmet Koçak; “Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi
emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalı, etkinleştirilmelidir.
Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal
çevrenin öğrenci üzerindeki muhtemel negatif etkilerinden arındıracak kapsamda
yeniden ele alınmalıdır. Çünkü eğer kalıcı önlemler alınmazsa yarın çok geç
olabilir. Bugün burada en önemli gündemimiz şiddet fakat tek sorunumuz şiddet
değil. Devasa ve dinamik bir yapı olan eğitim camiasının pek çok sorunu
bulunmaktadır. Yaptığımız açıklamalar ve çağrılar neticesinde Millî Eğitim
Bakanlığı’nın ‘Şiddet Sıfır, Öğretmenler Pekiyi’ sloganıyla atmış olduğu adımı
başlangıç açısından yerinde; eğitim çalışanlarına karşı, her türlü şiddete veya
tehdide başvuran kişilere yönelik Türk Ceza Kanunu’nda ve ilgili mevzuatta yeni
yasal düzenleme yapılması için bakanlıklar arasında iş birliği başlatmasını
önemli ve gerekli buluyoruz.  Bu duygu ve
düşüncelerle, görevinin başında canice öldürülen eğitim çalışanlarının acısının
yeni isimlerle katmerlenmemesi temennisiyle, şimdiye kadar hayatını kaybeden
bütün eğitim çalışanlarına Allah’tan rahmet diliyor, şiddet olaylarını sona
erdirecek tedbirlerin bir an evvel alınması, yasal düzenlemelerin ivedi bir
şekilde yapılması talebimizi bir defa daha haykırıyoruz: Mesleğimiz daha fazla
örselenmesin, şiddete çözüm ötelenmesin” ifadelerini kullandı.



Bolu Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şubesi Başkanı Ahmet Koçak, öğretmenlik mesleğine yönelik şiddet ile ilgili sendika binasında basın açıklaması yaptı.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
23 Kasım 2019
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir