Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU ÇOK BULUTLU
21,2
ÇOK BULUTLU

TÜRK EĞİTİM-SEN BAŞKANI ERHAN BAYRAM SORULARI YANITLADI

TÜRK EĞİTİM-SEN BAŞKANI ERHAN BAYRAM SORULARI YANITLADI


Türkiye’de eğitim çalışanlarının durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz, eğitim çalışanları ülkemizde ne gibi sorunlarla karşılaşmaktadır ?

Bugün eğitim çalışanlarımız ciddi boyutta
sorunlar yaşamaktadır. Özlük haklarına dair ücretlerine, atanma ve yer değiştirmelerine
dair sorunları vardır. Parçalanmış öğretmen aileleri de bu sorunlardan bir
tanesidir. Fakat biz tüm bu sorunların temelinde itibar sorununun yattığını
düşünüyoruz. Kaldı ki yıllardan beri Milli Eğitim Bakanlığı görevine ilk defa
eğitimin içinden biri olarak Sayın Ziya Selçuk getirilmiştir. Biz aslında
olması gereken bu süreci adeta bir sevinçle karşılamaktayız. Daha önce Milli
Eğitim Bakanlığı yapmış, milli eğitimde yöneticilik yapmış kişilerin öğretmene
bakış açısı maalesef toplumda öğretmene karşı olumsuz bir algı oluşmasına sebep
olmuştur. Bu da öğretmene mobbing’e varan psikolojik şiddete hatta fiziksel
şiddete varan sonuçlar doğurmuştur. Bu şartlar altında tabii öğretmenden verim
beklemek zordur ama bütün bu olumsuzluklara rağmen biz meslektaşlarımın
gayretle ve özveriyle işlerini yapmaya devam ettiklerini görüyoruz ve
değerlendiriyoruz. Sendika olarak bu noktada öğretmenlerin kaybettikleri
itibara tekrar kavuşabilmeleri için bilinç oluşturma üzerine çaba sarf
ediyoruz, bunu yaparken bir taraftan da Özlük haklarının olması ve
geliştirilmesi için milli gelirden hak ettiği payı alabilmesi için çaba sarf
ediyoruz. Tabi Türk Eğitim-Sen olarak bu mücadeleyi sürdürürken eğitimdeki
dünya ölçeklerini de değerlendirdiğimiz zaman ülkemizdeki ümit edilen,
istenilen başarıya ulaşılamamasının sebeplerini incelememiz gerekiyor. Bu
sebeplerden önemli bir tanesinin de eğitim kurumlarına yapılan liyakat
kriterlerine uymayan atamalar, yandaşlık temelindeki atamalar olduğunu
değerlendiriyoruz. Hak etmeyen kişilerin eğitim yönetimi noktasında görev
yapması kurumlarda ve okullardaki İklimi, iş barışını bozmakta ve motivasyonu
kırmaktadır. Bu da eğitimde başarıyı olumsuz etkilemektedir. Onun haricinde
eğitimi değerlendirirken eğitimin de aynen Diyanet gibi Milli Savunma gibi her
türlü siyasi mülahazadan uzak tutulması gerektiği kanaatindeyiz. Eğitim ülkeler
ve toplumlar için çok önemlidir takdir edersiniz ki İstiklal harbi devam
ederken Ulu Önder Atatürk eğitim kongresi toplamıştır. Eğitimsiz toplumların gelecekte
Ödeyecekleri faturalar göz önüne alındığında eğitimin önemi, eğitimin stratejik
değeri daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla eğitim her türlü
dış etkiden uzak tutulmalı ve eğitim süreçleri tamamen bilimsel temeller
ışığında yönetilmeli ve sürdürülmeli kanaatindeyiz .

Kamu çalışanları toplu sözleşme sürecinin
yönetimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu sene kamu çalışanları olarak toplu bir
sözleşme süreci yaşadık. Bu toplu sözleşmeler Türkiye’de iki yıllık süreçleri
içerir. Bu yıl için %4 + 3 şeklinde sonuçlandı, biz bu süreçlerin yetkili
sendika Memur-Sen konfederasyonu tarafından çok iyi yönetilmediği düşüncesini
taşımaktayız. Dolayısıyla kamu çalışanı milli gelirden hak ettiği payı
alamamıştır. Son dönemde enflasyondaki hızlı çıkışı, ekonomik verilerdeki
değişimleri göz önüne alırsak kamu çalışanının alım gücü son
derece zayıflamıştır. Biz bu noktada tekrar değerlendirme yapılması
gerektiği düşüncesindeyiz. En azından enflasyon farkları ödenirken enflasyonun
reel şekliyle tanımlanması duyurulmasını talep ediyoruz ki en azından enflasyon
farkından kamu çalışanı mahrum kalmamalıdır, gerçek enflasyon farkı
değerlendirilmelidir kanaatindeyiz. Ayrıca kamu çalışanlarımızın, eğitim
çalışanlarımızın özlük haklarının korunması ve geliştirilmesi için bundan
sonraki süreçlerde Türk Eğitim-Sen’in ve Kamu Çalışanları Konfederasyonu’nun
sendikamıza üye olmak suretiyle toplu görüşmelerde yetkili kılmasını talep
ediyoruz. 

Türk Eğitim-Sen olarak Yerelde eğitim
politikalarının gidişatını değerlendirir misiniz?

Yeni Milli eğitim Bakanı ile birlikte Bolu’da
ve Türkiye’de eğitimle ilgili itidallı bir iyimserlik ve toplumda eğitim
çalışanlarına da karşı aynı iyimserlik söz konusudur. Fakat Sayın Bakan’ın bir
an önce toplumun kendisinden beklediği icraatları hızlı bir şekilde
gerçekleştirmesi gerekmektedir, yoksa toplumun kendisine vermiş olduğu kredi,
zaman içerisinde azalmaya yüz tutacaktır ve güven boşa çıkacaktır. Yerelde
eğitim değerlendirmek gerekirse biz Bolu Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Yasin
Tepe Beyefendi’nin Sayın Bakanla paralel bir anlayışta Bolu’da eğitime yeni bir
hız, yeni bir vizyon kazandıracağı ümidindeyiz. Nitekim bugüne kadar yapmış
olduğu uygulamalar Bolu’da eğitim adına, evlatlarımızın geleceği adına bizi
ümitlendirmiştir. İl milli eğitim müdürünün iyi niyetine gayretine rağmen Milli
Eğitim Müdürlüğün’de ve kurumlarda senelerdir yerleşmiş olan bir takım
statükocu paralel yapıların sayın milli eğitim müdürüne engel teşkil etmemesi
gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada valiliğimize de görev düşmektedir.
Söylediğimiz gibi eğitimin her türlü dış etkilerden, Siyasal etkilerden Bir
takım paralel sendikal etkinlerden, cemaat, vakıf, dernek gibi asimetrik
yapılardan yani Tevhid-i Tedrisat Kanunu ruhuna aykırı düşecek bir takım
yapılanmalardan kurtulması gerekir. İlimiz için de bu söz konusudur. Bu noktada
bu süreçlerin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da takipçisi olacağız.
Gerekirse tespit ettiğimiz noktalarda da bu tarz yapılanmaları kamuoyuna ifşa
edeceğimizi ifade etmek isterim.

Son dönemde Bolu’daki eğitim tartışmalarında
dikkatinizi çeken ya da sizi rahatsız eden bir durum var mı ?

Son dönemde gündemde olan İzzet Baysal Vakfı
ile Sayın Ahmet Baysal büyüğümüz ile Üniversite Rektörlüğü, Sayın Rektör
Mustafa Alişarlı arasında Mengen’deki Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünün
taşınması ile ilgili bir gerginlik söz konusu oldu. Biz Sayın Rektör ve diğer
yerel yöneticilerin bunlar daire müdürleri olabilir mülki idareciler olabilir
kaymakamlar, valiler olabilir görev yaptıkları Bolu’nun ruhuna uygun
davranmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bolu insanı yapısı itibari ile munis,
halim selim ve kolay anlaşılabilirdir. Fakat kendisi için önemli olan değerler
konusunda hassastır. Baysal adı da merhum İzzet Baysal büyüğümüz ile on yıllar
süren süreçteki yapmış olduğu büyük hizmetler neticesinde Bolu halkının
takdirine, minnet hislerine şükran hislerine nail olmuştur ve gönlünü
kazanmıştır. Dolayısıyla Baysal ismi Bolu’da vefa ile birlikte anılır. Bolu’nun Baysal
ismine duyduğu vefayı tahrik edecek davranışlardan yerel yöneticilerin
kaçınması gerekir. Fakat işin diğer bir ayağı biz bu süreç içerisinde Sendika
olarak olaya itidalli bir şekilde yaklaşmaya çalıştık bunun gerekçesi de şu,
Yerel yöneticiler Bolu’daki siyasetçiler bu noktada hassas davranmalı İzzet Baysal
ismi her türlü siyasi çekişmenin üzerinde tutulmalıdır diye düşünüyoruz. İzzet
Baysal ismi Bolu’nun ortak değeridir ve siyasi çekişmelere kurban edilmemesi
gerektiğini düşünüyoruz.

 

Bolu Türk Eğitim-Sen Başkanı eğitim çalışanlarının karşılaştığı sorunlar ile ilgili açıklamalarda bulundu

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
12 Ekim 2019
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir