Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve
Bütçe Başkanlığı tarafından yürütülen “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon ve
Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı” kapsamında “sağlık” ve
“çevre” alanlarında ihtisas üniversitesi seçilen Düzce Üniversitesi,
Koru Sağlık Grubu ile “tıbbi ve aromatik bitki” yetiştiriciliği
konusunda iş protokolü imzaladı.
Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çakar ile Koru
Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Biri arasında imzalanan protokol
kapsamında, Düzce Üniversitesince toprak analizleriyle tesis alanında hangi
bölgede, hangi bitkinin yetiştirileceği konusunda çalışmalar yürütülecek.
Ayrıca, Koru Otel’de Düzce Üniversitesinin ihtisaslaşma
ürünlerinin sergileneceği ve satışının yapılacağı bir stant oluşturulacak,
yetiştirilen tıbbi ve aromatik bitkilerle otel arazisi içinde “ekoturizm
bahçesi” yapılacak.
Protokolle Düzce Üniversitesi ve Koru Sağlık Grubu
hekimleriyle Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GTT) alanında ürün geliştirme,
dozajlama ve reçeteleme çalışmaları sonucunda GTT ürünlerinin kullanımına
yönelik bir kitapçığın da hayata geçirilmesi amaçlanıyor.
“TÜRKİYE TIBBİ
AROMATİK BİTKİLER AÇISINDAN ÇOK ZENGİN”
Rektör Çakar, imzalanan protokolle ilgili gazetecilere
yaptığı açıklamada, özellikle geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında tıbbi
bitki yetiştiriciliği, geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamalarının yapılması ve
hayata geçirilmesiyle bu vesileyle sağlık turizm potansiyelinin Düzce ve Bolu
bölgesinde canlandırılmasının çok önemli olduğunu bildirdi.
Üniversitenin özellikle bu bölgenin kalkınmasına destek
olmak amacıyla seçildiği için çevre illere de bu vizyonu yaymalı diye düşündüklerine
vurgu yapan Çakar, bu konuda Koru Sağlık Grubunun kendilerine çok önemli bir
ortak olduğunu söyledi.
Çakar, Türkiye’nin tıbbi aromatik bitkiler açısından çok
zengin bir coğrafyada yer aldığını belirtti.
“Ülkemizin yaklaşık 4 bine yakın tıbbi bitki
çeşitliliği var. Çinliler bunun peşinde. Özellikle fitoterapi alanında ve ilaç
etken maddelerinin tıbbi bitkilerden oluşturulması alanında çok hararetli bir
çalışma yürüyor.” diyen Çakar, ülkedeki bu çeşitliliğin maalesef kayıtlara
yansımadığının, bunlardan sadece 500-600 tanesinin kayıtlı tıbbi bitki olduğuna
işaret etti.
“TIBBİ BİTKİ
ÜRETİCİLİĞİ 30 ÜRETİCİNİN GELİR KAPISI OLDU”
Kendilerinin bölgede tıbbi bitki yetiştiriciliğini bir gelir
kaynağı olarak canlandırdıklarını anlatan Çakar, şöyle konuştu:
“Fide temininden yetiştirilmesine, kurutulmasından
paketlenmesine kadar bütün üreticilere mihmandarlık ediyoruz. Şu anda Düzce’de
30 kadar üreticinin gelir kapısı olmaya başladı. Bolu’da da bunu
canlandırabilirsek ilgi alanı oluşturabilirsek, hele ki fındık altlarında,
kullanılmayan köy arazilerinde bu Bolu’da da rahatlıkla yapılabilir. İklim son
derece uygun. Biz toprak analizlerinden en son kurutulup paketlenmesine ve
alıcı ile satıcının buluşturulmasına varıncaya kadar her aşamada yol
arkadaşlığı yapıyoruz üreticilere.”
Çakar, bölgede yetişen endemik türlerin bazı sağlık destek
alanlarında özellikle üreme sağlığı konusunda çok önemli etkilere sahip
olduğunu deney hayvanları üzerinde test ettiklerini aktararak, üniversite
bünyesinde Türkiye’nin en büyük geleneksel ve tamamlayıcı tıp merkezini açmaya
hazırlandıklarını sözlerine ekledi.