CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Orman köylüsünün
sıkıntıları olduğunu dile getirerek Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na
soru yöneltti. Özcan, “Sayın Bakan, siz hiç hayatınızda çizmelerinizi giyip,
ormana gidip, ağacı kesip, onu soyup, öküz arabasına yükleyip orman deposuna
teslim ettiniz mi etmediniz mi? Hiç ormanda üretim yaptınız mı? dedi.
“Kadıköy’e gitmekle
orman köylüsünün sorunlarını anlayamazsınız”
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Tanju Özcan, Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na orman köylüsünün zor şartlarda yaşam savaşı
verdiğini belirterek; “Sayın Bakanım, size benim bir önerim var. Siz Orman ve
Su İşleri Bakanısınız. Bolu, biliyorsunuz orman bakımından Türkiye’nin en
zengin bölgesi, orman köylerinin çok sayıda olduğu bir bölge; gelin, sizinle
Bolu’ya bir gidelim, orman köylüsünün sıkıntılarını onların ağzından dinleyelim.
Şimdi, siz köye gidiyorsunuz ama orman köylerine gitmiyorsunuz. Yahu, Kadıköy’e
gitmekle, Karaköy’e gitmekle orman köylüsünün sorunlarını anlayamazsınız.
“Biz ağa çocuğu
değiliz”
Bakın, Sayın Bakan, siz hiç hayatınızda çizmelerinizi giyip,
ormana gidip, ağacı kesip, onu soyup, öküz arabasına yükleyip orman deposuna
teslim ettiniz mi etmediniz mi? Hiç ormanda üretim yaptınız mı? Ben öküz
arabasıyla yaptım. Benim rahmetli dedem öküz arabasıyla ormanda üretim yaptı.
Kusura bakmayın, biz ağa çocuğu değiliz.
“5,5 lirayı geçti
mazot fiyatı”
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakana ben bu önerimi samimi
olarak yaptım. Gerçekten 7,5 milyon orman köylüsü var, perişan durumdalar,
millî gelirden yüzde 1 bile pay almıyorlar, çok zor durumdalar. Vahidi fiyat
uygulamasına bakıyorsunuz, köylüyü ezmek üzerine kurulu düzen. Dünyanın en
pahalı mazotuyla üretim yapıyor bu insanlar. Ya, 5,5 lirayı geçti mazot fiyatı
arkadaşlar, Sayın Bakan. Yani gerçekten bu fiyatlarla bu orman köylüsü nasıl
üretim yapacak, gelin bunu Bolu’daki köyde anlatın, köylü de anlıyorsa,
“Haklısınız Sayın Bakanım.” diyorsa vallahi billahi ben bir daha aday falan
olmayacağım, açık olarak anlatıyorum.” şeklinde konuştu.
“Yemin ediyorum içim
sızladı”
Özcan, MEB’in nitelikli okul kararına tepki göstererek AK
Parti milletvekillerine yüklendi. Özcan; “Sayın milletvekilleri, bir de bir
konu daha var beni çok üzen; şu, nitelikli okul tartışması. Şimdi, her şey ne
zaman başladı? Sayın Cumhurbaşkanının bir grup konuşmasında “TEOG’u
kaldırıyorum.” demesiyle başladı. Vallahi, Millî Eğitim Bakanı da o gün duydu
bizimle birlikte. Panik oldular bürokratlar falan, “TEOG’u kaldıracağız ama
yerine ne koyacağız? Hâlâ belirlenemedi. Sayın Bakan gece gündüz çalışıyor
TEOG’un yerine bir sistem bulabilmek için, dönüyor dolaşıyor bir şeyler
anlatmaya çalışıyor ama bunun sonucunda ne oluyor biliyor musunuz? Türkiye’nin
gözü önünde, sizlerin gözü önünde Sayın Cumhurbaşkanı kürsüye çağırıyor,
milyonların önünde Sayın Bakanı fırçalıyor. İçim sızladı, yemin ediyorum içim
sızladı; böyle bir şey olmaz. Arkadaşlar, bugün ona, yarın size; bugün ona,
yarın size, arkadaşınızın hakkını, hukukunu koruyacaksınız.
“AKP Milletvekilleri
neden çocuğunu imam hatibe göndermez?”
“Bakın “nitelikli okul” diye bir tartışma çıktı. Nitelikli
okullar nelermiş? Türkiye’de ne kadar imam-hatip varsa nitelikli okul olmuş.
Ya, benim okuduğum Bolu’daki İzzet Baysal Anadolu Lisesi, zamanında Kadıköy
Anadolu Lisesi’nden daha yüksek puanla öğrenci alan bir okul, niteliksiz okul
olmuş ama İmam-hatip liseleri nitelikli okul. Yahu arkadaşlar, imam hatipler
nitelikli okulsa şuradaki AKP milletvekillerinden neden biri bile çocuğunu
imam-hatibe göndermez? Niye çocuklarınızı imam-hatibe göndermiyorsunuz? Öyle
mi? Bir arkadaşımız göndermiş. Başka var mı? Çocuğu imam-hatibe giden var mı
başka? Peki, siz, kendi çocuklarınızı imam-hatibe göndermezken neden bu
imam-hatipleri mantar gibi çoğaltıyorsunuz, milletin çocuğunu oraya
göndermesini istiyorsunuz?
“İmam hatiplerde
eğitim çok kötü”
Şunun farkında değil misiniz? Bilmiyorum. İmam hatiplerde
eğitim çok kötü ve dolayısıyla vatandaş tüm baskılara rağmen, adım başı imam
hatip lisesi açılmasına rağmen artık çocuklarını imam-hatip lisesine
göndermiyor. Peki, siz bunu bildiğiniz hâlde mi imam hatipleri yaygınlaştırmaya
çalışıyorsunuz? Yani imam-hatipleri yapalım, açalım, her okulun adını
“imam-hatip” olarak değiştirelim, ondan sonra veliler çocuklarını
imam-hatiplere göndermesin, veliler çocuklarını özel okula göndermek zorunda
kalsın. Mantık bu mu? Anlayış bu mu? şeklinde konuştu.
“Bolu’da bir İzzet
Baysal gerçeği var”
İzzet Baysal Anadolu Lisesi gibi Liseler Niteliksiz, İmam
Hatip Liseleri nitelikli okul oldu diyen Özcan; “Neden Türkiye’deki Anadolu
liseleri nitelikli okul sınıfından çıkarıldı? Soruyorum bak, burada, çok
değerli insanlar yetişti bu okullardan. Bakın, Bolu’da bir İzzet Baysal gerçeği
var. İzzet Baysal’ı bilen var mı aranızda? Türkiye’nin en büyük hayırseveri,
eğitime çok büyük katkılar sundu, sağlık alanında çok büyük hizmetleri var
Bolu’da. Sayın Bakan, tanır mısınız bilmiyorum İzzet Baysal’ı?
İzzet Baysal’ın eğitim alanında açtığı Türkiye’nin iddialı
okullarından bir tanesi İzzet Baysal Anadolu Lisesi niteliksiz okul hâline
getirildi ve bu aile, bu vakıf hâlâ Bolu’da eğitime önemli yatırımlar yapmaya
devam ediyor. Siz, bu insanların gönlünü kırıyorsunuz her şeyden önce” ifadelerini
kullandı.
“Kendi
kurduğunuz sulama birliklerini kaldırıyorsunuz”
Son olarak, sulama
birliği meselesine de değinen Özcan; “Bolu’da Sulama Birliği Başkanı var, çok değerli
bir ağabeyimiz, tüm Bolu onu çok sever, Sabahattin Altuner. Adamcağız Komisyon
görüşmelerinin tamamında geldi, gitti; geldi, gitti; geldi, gitti. Her gün bana
şunu sordu biliyor musunuz: “Ya, herkesi dinliyorum ama AK Parti sözcülerinden
hâlâ bu sulama birlikleri niye kalkıyor, bunun cevabını alamıyorum. Bunun
sonucunda köylümüz zarar görecek, daha büyük paralar ödemeye başlayacak.” dedi.
Üstelik sulama birliklerini siz kurdunuz. Kendi kurduğunuz sulama birliklerini
hangi gerekçeyle kaldırıyorsunuz? Ya, şunu somut olarak bir anlatmanızı vallahi
billahi ben sizden bekliyorum, istirham ediyorum milyonlarca vatandaşımız
adına” dedi.