Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU GÖKGÜRÜLTÜLÜ SAĞANAK YAĞIŞLI
16,8
GÖKGÜRÜLTÜLÜ SAĞANAK YAĞIŞLI

“SÜPER LİGE HEP BİRLİKTE ÇIKACAĞIZ”

“SÜPER LİGE HEP BİRLİKTE ÇIKACAĞIZ”

Futbol hayatını ve
Boluspor’un bu sezon yaşamak istediği şampiyonluğa kadar samimi açıklamalar
yapan Mustafa Durak ile yapılan röportajdan satır başları şöyle:


Fransa’da 13 Ağustos 1988’de doğdum büyüdüm Strasbourg
şehrinde. Annem-babam abilerim ve ablam hepsi Fransa’dalar. Türkiye’den
zamanında Fransa’ya çalışmak için gelmişler. Dört kardeşiz, 3 erkek ve bir de
ablam, çocuklar içinde de en küçüğü benim. Kardeşlerim içerisinde futbolla
ilgilenen ve bu seviyeye gelen ben olabildim. Futbolla tanışmam, herkes gibi
dışarılarda top oynayarak başladım diyebilirim. Abilerim benden 3-5 yaş
büyüktüler ve ben de onlar mahallelerde top oynadıklarında onların yanında çok
küçük yaşlarımda ayaklarına dolanarak başladım. 4-5 yaşlarımda halı sahaya
oynamaya giderlerken ben de peşlerinden gittim. Benden 3 yaş büyük olan Mahmut
abim bir gün bizim oturduğumuz semtin kulübüne kendisini yazdırmaya gidiyordu,
ben de ağlamaya başladım, illa ben de geleceğim diye, çünkü futbolu çok
seviyordum. O sıralar 5 yaşımdaydım, ağlaya ağlaya abimi ikna ettim ve o da
beni tuttu kolumdan götürdü. O kadar küçük olmama rağmen kulüp beni de yazdı,
abim kendi yaşıtlarıyla ben ise miniklerle futbola küçük bir kulüp çatısı
altında başlamış oldum.


“İLK ZAMANLAR ABİM VE
AMCAM İLGİLENDİLER”


2-3 sene sonra Strasbourg’un daha büyük takımının
altyapısında oynamaya başladım. Turnuvalar oluyordu, en büyük abim götürmüştü
beni. Turnuva bittiğinde abimin yanına birileri gelmişti, beni takip etmişler
ve oyunumu beğenmişler. Babam gurbette olduğumuz süreçte çok çalışıyordu ve
benimle futbol konusunda ilk başlarda pek ilgilenemiyordu. Abim ve amcam
götürüp getiriyorlardı beni. Benim futbolla olan ilgi alakam ve gelişimim,
hocaların bana verdikleri destek ve benim ilerleyen süreçte başarılı
olabileceğimi aileme yansıtmaları sonucunda babam da üzerime çok düşmeye
başlamıştı. Nereye maça gidiyorsam abim ve babam da gelirlerdi. Tüm kademelerin
hepsini Strasbourg’da çıkarak burada profesyonel oldum. 17 yaşımda
profesyonellikle devam eden futbol serüvenimde 19 yaşımda 1 sene Belçika’da,
sonra tekrar Fransa’da 2-3 sene oynadım, Fransa 3. Lig’de, sonra 2. Lig’de
Fransa Niort takımında 2-3 yıl oynadım. Fransa’da oranın altyapısından yetişmiş
olsanız da, yabancı olduğunuz, Türk ve Müslümansınız, çok üst seviye bir oyuncu
olmanız lazım, oranın 1. Ligi’ne çıkmanız çok zor.


“TÜRKİYE’YE GELİŞİM”


Ailecek oturup karar aldık ve yaşım 23-24’tü. O sıralar
Türkiye’den teklifler de gelmeye başlamıştı. Kararım Türkiye’ye, ana yurdumuza
oldu ve Gaziantepspor’a imza atarak yurda döndüm. G.Antep’le 3 yıllık bir
kontrat yaparak Süper Lig’e başlamış oldum. Gaziantep’in Süper Lig’deki iyi
dönemleriydi ve 3 yıl orada oynadıktan sonra Adana Demirspor’da 1 sene
geçirdim, açıkçası Adana benim için istediğim şekilde geçmedi, iyi bir sezon
olmamıştı.


“BOLUSPOR’A
BAŞKANIMIZIN İSTEĞİYLE GELDİM”


Adana Demirspor’dan sonra Boluspor’a geldim. Direkt
Başkanımız Çarıkcı aradı beni, böyle bir durum var ve seni istiyoruz dedi.
Ramazan ayıydı, beni bir görmek istediklerini söylemişti. Ancak biraz zaman
aldı Boluspor’a gelmem ki başka kulüpler de beni arıyorlardı transfer etmek
için. Az kaldı bu transfer gerçekleşmeyecekti de. Ancak Başkanımız sağ olsun,
konunun üstünde ciddi anlamda durdu ve beni Boluspor’a kazandırdı.Boluspor’a
gelmeden önce Boluspor’un kulüp olarak nasıl bir camia olduğunu daha önce
burada görev yapan futbolcu arkadaşlarım överek anlatmışlardı bana.


“BOLUSPOR’UN
İMKANLARI ÇOK FARKLI”


En doğru kararı verdiğimi buraya gelince anlamış oldum.
Tesisleri, imkanları ve ödemeleri olsun Boluspor gerçekten mükemmel bir kulüp.
Futbolcu olarak bizler de bunun bilincindeyiz. Şehir küçük ama Ankara ve
İstanbul’un ortasında şirin bir kent. Ulaşım problemi olmayan bir yer. Benim
için aslında hiç fark etmiyor küçük veya büyük şehir olması, hayatım hep aynı
benim. İşimden eve, evden işime giderdim küçüklüğümden beri. Ekstra gezme –
tozma, boşa vakit harcama şeklim hiç olmadı. Gece hayatım veya futbolculuğumu
zedeleyecek bir yaşam tarzım olmadı. Bolu’da 2 senelik bir imzam var, 1 +1
şeklinde, sezon sonu bakalım, Başkanımız ne düşünüyor, biz ne düşünüyoruz,
gönlüm tabii ki burada kalmaktan yana. Daha doğrusu her şeyi Başkanımız bilir,
onun tasarrufudur.


“İSİM DEĞİL,
PERFORMANS ÖNEMLİ”


İsim her bir şeyi yapmaz, ben şu andaki performansımla
kendime olan öz güvenimle takıma elimden gelen katkının en iyisini vermek için
mücadele ediyorum. Futbolcunun isminden önce sergilediği performans önemlidir.
Performansıyla da takımına vereceği katkı önemlidir. İlk geldiğim zamanda kamp
geçirme olanağım olmamıştı. Bir futbolcunun kamp süreci çok önemlidir. Önceki
yıl Adana Demirspor’da çok iyi bir sezon geçirmemiştik. Bolu’ya lig
başladığında gelmiştim ve hazır değildim. Ne kadar profesyonel olsam da, tek
başıma idman yapsam da tek kişi olarak çok zorlanıyorsunuz. Takımın idmanına
yetişemezsin böyle olunca da. Ara sezonda yaptığımız kampta daha iyi çalışma ve
hazırlanma olanağım oldu. Kendimi toparlayıp hazır hale geldim. Gücüm ve
moralim yerine geldi, Sait hocam da üzerime düştü ve eski performansıma
ulaştığımı sanıyorum.  Yapı olarak
duygusal bir yapım var. Ufak şeyler bile beni çok etkiliyor, belki bu benim
için bir dezavantaj fakat duygusal olmak bence vicdanlı olmakla eş değer.
Oynaya oynaya bana güvenenleri mahcup etmemeye başladım. Hem taktik, hem teknik
ve hem de psikolojik olarak ve oynaya oynaya eski formuma kavuştum. Allah
hepimizi sakatlıklardan korusun.


“BOLUSPOR FUTBOL
OYNAYAN BİR TAKIM”


Boluspor sezona gerçekten şanssız bir başlangıç yaparak puan
anlamında çok yara aldı. Sakatlıklar, formsuzluklar hep ardı sıra geldi. Hoca
değişimi takıma gerekli bir ivme kazandırdı ve ilk 9 maçtan sonra geriye dönüp
bakmadan hep önümüze bakarak iyi bir çıkış yakaladık. Elimize bu kayıplara
rağmen güzel fırsatlar da geçti fakat bazı maçlarda iyi de oynasanız sonuç
alamadığınızda puan alamıyorsunuz. Böyle birkaç maç da kaçırdık şanssız bir
şekilde. Boluspor aslında futbol oynayan, oynamak için mücadele sergileyen bir
takım. Rakip takımlar bizi çok fazla takip ediyorlar diye düşünüyorum.
Karşımızdaki takım kapanıp savunma ve adam markajlı oynadığında o takımı
açabilmek adına yine de her türlü saha içinde varyasyonlarımız, taktiksel
oyunlarımız oluyor fakat futbol sonuçta 90 dakika, bunu bazen başarıyorsunuz,
bazen de başaramıyorsunuz. Bolu’ya gelen rakipler de bizim takımdan çok
çekiniyorlar ve genelde bizim futbolumuzu bozma adına ve buradan o şekilde puan
çıkarabilme adına futbolun çirkin tarafıyla mücadelelerini veriyorlar. Kapanan
takımlara daha zor gol atmak. Her futbolcumuz kazanmak azmiyle oynuyor ama
hepimiz insanız, bazen iyi günümüzde olmadığımız olabiliyor, bu da bir – iki
futbolcunun gününde olmaması takıma sıkıntı olarak yansıyabiliyor. Kapanan takımlara
karşı taktiksel olarak kenarlardan girip orta kesmek ve ceza sahasına yakın
oynamaya çalışarak penaltı veya frikiklere sebebiyet vererek sonuç alma
gayretinde oluyoruz. Ancak her zaman da istediğinizi elde edemiyorsunuz
futbolda.


“EN VERİMLİ OLDUĞUM,
KEYİF ALDIĞIM MEVKİİ ORTA SAHA”


Benim en verimli olduğum, keyif aldığım bölge orta sahada
görev aldığım mevki. Fransa’da oynadığım kulübümün hocası çok rahat bırakıyordu
beni. 8 numara, 10 numara pozisyonlarında oynadığımda takımıma katkım yüksek
derecede oluyordu. Gaziantep’te oynarken de bu alanda bana görev veriliyordu ve
ben orada oynarken ligde çok keyif alarak oynuyordum. Çünkü arkamda çizgi
yoktu, dört bir tarafa da gidebiliyordum, süratim ve adam eksiltip geçebilme
özelliğimi serbest bir şekilde yapabiliyordum. Gerçi kenarda oynamayı da
seviyorum ama kenarda oynamak beni biraz kitliyor. Çünkü çizgide oynamak oyun
olarak çok farklı. Boluspor’da genelde kenar çizgiye yakın oynuyorum ama maç
esnasında bazen ortalara giderek oraları karıştırıyorum.


“TAKIMIMIZDAKİ
ARKADAŞLIK BAŞKA KULÜPLERDE YOK”


Boluspor’da arkadaşlık, çoğu kulüpte yoktur. Takımın kadrosu
oldukça zengin ve son haftalara yaklaştıkça ve Boluspor’un ligdeki durumu da
göz önüne alındığında herkeste forma savaşı biraz daha artmaya başladı. İlk 2
şansımız matematiksel olarak bitmediği sürece biz mücadelemizi sürdüreceğiz.
Şayet play-off’lara kalırsak da geçen seneden buna tecrübemiz var ve şansımız
da yardım ederse Süper Lig’e bu yıl inşallah çıkacağız.


“SÜPER LİGE HEP
BİRLİKTE ÇIKACAĞIZ”


Camiamız şunu bilsin ki bizler futbolcu olarak bir üst lige
çıkacağımıza inanıyoruz. Başkanımızdan hocalarımıza, yöneticilerimize ve
futbolculara kadar hepimiz bu sene bunu başaracağımıza inanıyoruz. Herkes bu
beklenti içinde ve inanmak başarmanın yarısıdır. Bu zaman tam kenetlenme
zamanı, taraftarlarımız şu dönemde her zamankinden daha fazla yanımızda
olsunlar, bizlere desteklerini daha fazla versinler. İçerideki maçlarımızda
stadımızı komple doldursunlar ve tezahüratlarını hep destek şeklinde versinler.
Bu son periyottafull destek bekliyoruz. İnşallah sezon sonu hepimiz mutlu
oluruz. Bolu’da mutluyum, bu camianın içinde kalmak isterim.


“BEN FUTBOLA
FRANSA’DA BAŞLADIM”


Ben futbol hayatıma ailem de orada yaşadığı için Fransa’da
başlamıştım. Önce altyapıdaki tüm kademelerde oynadım, profesyonel olmak adına
ve kendimi kanıtlayabilmek için çok çalıştım, hep çalıştım. Mütevazi bir aile
yaşantımız ve Türk olmamız sayesinde, örf ve adetlerimize bağlı kalarak, yaşam
tarzımızı da bunu göz önünde bulundurarak futbolculuk kariyerimde basamak
basamak çıktım. Orada imkanlar gerçekten fazlasıyla var. Futbola merakı olan,
yeteneği olan ve çalışarak futbolcu olmak isteyen sonunda bir yerlere
gelebiliyor. Türkiye’ye dönüp baktığımızda ise durum biraz farklı. Burada belki
birkaç kulübü ayrı tutarsak ve en başta bizim kulübümüz Boluspor, altyapıya
gerçekten önem veriyor ve takımımıza alttan futbolcu kardeşlerimizi
kazandırmaya çalışıyor. Diğer kulüplerde durum ise tam tersine. Büyük
kulüplerimiz ise belki altyapı şubeleri var ancak oradan futbolcu yetişmiyor ya
da yetişse bile izlenen politikalar sonucu o çocuklar daha filizlenmeden solup
gidiyorlar. Genel olarak durum bu. Üst takıma çıkabilen birkaç futbolcu oluyor
onlarada gerçekten helal olsun, Türkiye’de altyapıdan başlayarak A takıma
çıkmak büyük başarı.Boluspor bunu başarıyor, altyapıdan yeni yeni isimleri A
takımına çıkarıp profesyonel yapıyor ve Türk futboluna kazandırabiliyor. Benim
abi olarak onlara tavsiyelerim de var; iyi insanlarla arkadaş olsunlar, onlarla
otursunlar kalksınlar, şımarmasınlar, ilk başta asla nereden geldiklerini de
unutmasınlar. Çok çalışsınlar, çalışsınlar, çalışsınlar. Kendilerini dışarı
hayata çok kaptırmasınlar, o zaman başarılı olurlar ve istediklerine ulaşırlar.
Burada medya ve basının da 17-18 yaşındaki bir çocuğu bir maçta göklere çıkarıp
pohpohlaması da o genç sporcular açısından bir handikap oluyor. Çünkü henüz
oluşmamış bir kişinin aşırı övülerek birkaç maçla göklere çıkarılması bu çocuğa
zarar veriyor. Ben neymişim havasına girmesine neden olabiliyor. Ben altyapıda
olan ve oradan A takıma çıkan bu gençlere öğütlerimi bu şekilde verebilirim.
Çalışmak, çok çalışmak, sadece çalışmak…


 

Son haftalarda gösterdiği performansla dikkat çeken ve kazanılan maçlarda öne çıkan tecrübeli futbolcu Mustafa Durak kulübün resmi dergisine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
19 Nisan 2018
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir