Dolar
ABD Doları 39,0308
Euro
Euro 44,1763
Sterling
Sterling 52,7438
Altın
Altın 4.210,97
BOLU PARÇALI BULUTLU
27,4
PARÇALI BULUTLU

“İNANIRSAN YARISINI BAŞARIRSIN”

“İNANIRSAN YARISINI BAŞARIRSIN”

Öztürk ile yapılan
keyifli röportajdan satır başları şöyle:


Hollanda’nın Alkmaar kentinde doğdum, küçük bir şehir,
1992’de dünyaya geldim. Eskiden anne ve babam Hollanda’ya gitmişler ve orada
çalışmaya başlamışlar. Bir ablam ve iki ablam var, dört tane pırıl pırıl çok
güzel yeğenlerim var. Hepsi Hollanda’da yaşamlarını sürdürüyorlar.


“9 YAŞIMDA FUTBOLA
BAŞLADIM


Dokuz yaşımda yaşadığım kent Alkmaar’da küçük bir şehir
takımında futbola başladım. 4 sene orada oynadım, daha sonra 2. Ligde olan bir
takıma geçtim. Hellas Sp.Jgd’de 15 yaşıma kadar futbol oynadım, daha sonra 1
yıl başka bir amatör takıma gittim, Groningen ancak yüksek seviyede futbol
oynayan bir amatör takımdı. Oradan da FS altyapısına gittim. Oraya beni
Hollandalı futbolcu Kuman’ın babası aldı. 2 sene altyapısında oynadım, devam
etmeme kararı aldılar. Bu benim için sürpriz oldu. Çok iyi bir sezon geçirmeme
rağmen olmadı ancak hayırlısı böyleymiş. SC Cambuur diye bir takım vardı
2.Lig’de orada idmanlara başladım, beğendiler, aldılar beni. Orada 19
yaşımdayken profesyonel yaptılar. 20’ye yakın karşılaşmada görev aldım, devre
arasında Türkiye’ye transfer oldum, Trabzonspor’a. Tolunay Kafkas vardı o zaman
Trabzon’un başında. 2013 senesiydi, 3.5 senelik bir sözleşme yapmıştım
Trabzon’la. Trabzon’un o sıralar sıkıntılı bir dönemi vardı, Tolunay hoca
ayrıldı, gençtim, fazla şans verilmedi, anlayışla karşıladım. Yaz dönemi
Tolunay hoca gönderildikten sonra hoca değişikliğiyle beni de 1461 Trabzon’a
gönderdiler kiralık olarak. Orada kendimi iyi hissetmemem sebebi ile sözleşmemi
tek taraflı feshettim.


“İSKOÇYA’DA
ŞAMPİYONLUĞU YAŞADIM”


Buradan ayrıldıktan sonra İskoçya’ya gittim. Hayatımın en
iyi kararıydı. İskoçya’nın 3. En iyi takımı diyebilirim Hearts için,  Glaskow Rangers ve Celtic’ten sonra. Kendi
evinde Hearts takımının 17 bin kişilik bir stadı var,  her maç full çeken bir atmosferde çok keyifli
ve zevkli müsabakalarda görev aldım. Türkiye’de futbola savaş gibi, kavga gibi
bakıyorlar, aslında futbol bir zevk işi, spor dalı. İskoçya’daki dönemde 2.
Lig’de oynarken çok genç ve dinamik bir takımımız vardı, şampiyonluk havasına
girmeden sadece futbolu yapmamız gereken en iyi iş mantalitesiyle yerine
getirmeye çalışan bir grubumuz vardı. O sinerjiyle mart ayında iki ay önceden
şampiyon olduk. Orada çok iyi bir ortamda süper bir sezon geçirdim. Beni çok
sevdiler orada, ben de orayı çok sevdim ve 2. Senemde orada kaptanlık yaptım.
Benim için onur vericiydi, 22 yaşımda üstelik yabancı olarak öyle bir ülkede
biraz zor. Orada bana hiç yabancılık çektirmediler, Süper Lig’i olan
Premiership’de genç yaşımda süper bir ortam yaşadım. Sezonu 3. Bitirip Avrupa
Şampiyonası’na gitmeye hak kazandık, ön eleme oynadık, 1.tur geçtik, 2.turda
elendik ancak bizim için güzel bir tecrübeydi.


“BOLUSPOR MACERAM
BAŞLADI”


3 sene sonunda sözleşmemi uzatmak istediler, ben de istedim
açıkçası ama anlaşamadık. Anlaşma yapılmayınca ayrılmaya karar verdim ve
Boluspor macerası başladı benim için. Boluspor’un başında Fuat Çapa vardı.
Kendisi de benim dilimi konuşuyor Hollandaca, orada doğup büyüyen biri. Buraya
gelmemi biraz daha etkiledi. Çevreme ve tanıdıklarıma Boluspor’u sordum, hatta
1461 Trabzon’dayken Boluspor’la oynamıştık ve hatırlıyordum Bolu’yu. Buradaki
maçta atmosfer çok iyiydi ve gece maçıydı, o maçta da oynamıştım. Biraz
araştırdım sordum ve iyi ki gelmişim diyorum. Burada insanlar çok iyi, keyfim
yerinde, Türkiye’de nadir borçsuz kulüplerden biri Boluspor. Bizim burada
aslında sadece taraftar desteğine çok ihtiyacımız var. 1.5 senelik bir
sözleşmem var, bu sene bitiyor. Herkesin hedefleri vardır, benim de hedefim hep
birlikte Süper Lig’e çıkabilmek. Boluspor’un bir üst lige çıkması sonuçta
herkese bir kazanım sağlayacaktır.


“MAÇ SAATLERİ SEYİRCİ
AZLIĞINA ETKEN OLABİLİR”


Maçlarımız bazen 13.00’de, bazen 16.00’da, bazen de hafta
arası oluyor. Belki seyirci azlığı bunda da bir etken.  Passolig’in seyirci azlığı ile herhangi bir
ilgisinin olduğunu zannetmiyorum. Çünkü internetten dahi bunu yapabiliyorsunuz.
Biz her zaman daha fazla seyircinin önünde oynamak isteriz. Onların coşkusu
bizleri sahada daha farklı kılacaktır. Keşke dolu tribünler önünde daha
heyecanlı, daha güzel atmosferli bir ortamda oynayabilsek. Taraftarla keşke
daha fazla bütünleşebilsek, iyi zamanlarda da, kötü sonuçlar aldığımız
zamanlarda da. Biz onlardan sürekli destek bekliyoruz. O destek bizlere pozitif
enerji verecek.


“İNANIRSAN YARISINI
BAŞARIRSIN”


Bu sezon başında aslında çok talihsiz bir giriş yaptık.
Kendi adıma konuşmam gerekirse, ilk maç cezalıydım, sonra bir hastalık dönemim
oldu. Pek oynayamadım, ayrıca çok sakat oyuncumuz ve cezalı oyuncumuz vardı lig
başladığı zamanda. 9 sakat oyuncu, herkesin kasıkta bir yırtık, o da bence
idman yaptığımız saha ile alakalı. Çünkü zemin çok iyi değil, çalışmalarımız
ise çok sıkı yapılıyordu. Başka bir sebep olamaz, orada bir şanssızlık yaşadık.
O aralar bu takım küme düşer mi diyenler dahi olmuştu. Ben etrafımdaki herkese
olumlu yanaşmalarını, fazla stres yapmamalarını hep aşılamaya çalıştım.
Kadromuz geniş ve tecrübeli arkadaşlarımız mevcut. Bizler o şanssızlık
döneminin aşılacağına inanıyorduk ve şimdi o yaşadığımız dönemde kaybettiğimiz
şanssız puanlara üzülüyoruz. İnanırsan yarısını başarırsın. Son 12-13 maça
bakılınca Boluspor ligde lider gözüküyor.


“HEDEFİMİZ BELLİ”


Hedefimiz Süper Lig, bizler bunu başarabilecek bir kadroya
sahibiz. Taraftarlarımız şunu bilmeliler ki, maç kaybettiğimiz zamanda bizler
en az onlar kadar, hatta daha da fazla bunun üzüntüsünü yaşamaktayız. Kimse
zannetmesin biz maç kaybettiğimizde umurumuzda değil diye. Öyle bir şey
kesinlikle yok. Kazanmak hepimize kazanım getirir, Bolu’ya, şehrimize,
yönetimimize, teknik heyete, futbolcuya, herkese kazandırır. Biz maç kazanınca,
ligi üst sıralarda tamamlayınca transferler dahi farklı olur. Bu bizim mesleğimiz,
en iyi şekilde yapmaya çaba gösteriyoruz.


“KÖTÜ ZAMANIMIZDA DA
YANIMIZDA OLSUNLAR”


İç saha maçlarında bilakis seyircimiz puan ve puanlar
kaybettiğimizde bizim arkamızda dursunlar. Biz maç oynarken bizlere kötü
tezahüratlar yapmasınlar. Bu taraftar içinde bu kötü tezahüratı yapanlar az bir
gruptur, onları konuşmamalıyız zaten. Boluspor Bolu’nun takımı, kötü gidişat da
olabilir ama sadece iyi sonuçlarda takımı desteklemek kimseyi taraftar yapmaz.
Taraftar he zaman takımının yanında olanlardır. Bir insan 6 sefer düşer ancak 7
sefer kalkmalıdır. Ona el uzatmak lazımdır. Bu hayatın her yerinde böyledir.
Biz desteği aldığımızda zaten takımı etkiliyor. Bizler onların bize verdiği
enerji hepimize gaz verir. 1-0 geride olduğumuzda veya 1-1 berabere götürdüğümüz
karşılaşmalarda biz o zaman onların pozitif desteklerini daha çok
beklemekteyiz. Vücut belki yok diyor o anlarda ancak seyirciden gelebilecek bir
pozitif tezahürat bizlere bir kıvılcım vererek maçı çevirmemize neden
olabiliyor.


“TAKIM İÇİNDE AİLE
ORTAMI MEVCUT”


Takımımız içinde tam bir aile ortamı var. Hiç sıkıntılı bir
durumumuz yok. Oynayan, oynamayan herkes sevgi ve saygı içinde. Herkes
çizgisini zaten biliyor. Tesislerde durum bu ancak sahaya çıktığımızda öyle
yok. Olamaz da. Sahada herkes birbirini uyarır, elinden gelen mücadelenin bir
fazlasını vermek için çaba gösterir. Yani sahada abi veya kardeş yok. Orada
bizlerin oyun esnasında göremediğimizi diğer gören arkadaşımız ve kardeşimiz
söyler. O maç esnasında, o adrenalinin tavan yaptığı anda söylenenler, sadece
takım için uyarılardır. Olması gereken de budur zaten. Takımdaki hava ve ruh
çok iyi. Her zaman geçmiş maçları dersler çıkarıp unutmalı ve bir sonraki
maçlara daha iyi konsantre olmalıyız. Ne rakip, ne de hakemlerle uğraşmamalı
sahaya çıkınca sadece görevimizi yapmalıyız. Erzurum maçını iyi oynamadık ancak
nizami bir golümüzü de hakem göremedi, yanlış değerlendirdi, berabere kaldık.
Olumlu olarak bakarsak da yenilmedik, bir puanla yetindik. Böyle şeyler
olabiliyor. 11 maçlık bir periyodumuz var. İnşallah sonunda şampiyonluk ipini
göğüsleriz. Taraftarlar kesinlikle şunu iyi bilsinler ayaklarımız kesinlikle
yere basılı. Kimse kendisinden fazla havalarda değil. Şans faktörü de yanımızda
olursa biz bunu başarırız. Nasıl Erzurum maçında iyi oynayamadığımızı kabul
ediyorsak Ümraniye maçında bir o kadar müthiş tek kale oynadık ancak şanssız
bir şekilde kaybettik. Futbol böyle tuhaf bir oyun.


“AİLEMİ HEP ÖZLÜYORUM
VE YAZIN İNŞALLAH DÜĞÜNÜM VAR”


Ailemle, anne-babam ve kardeşlerimle telefonda görüşüyoruz.
Annem bazen geliyor Hollanda’dan. Hatta bu hafta buraya geliyor, pazartesi
İstanbul’da olacaklar, birkaç gün de olsa özlem giderebileceğiz inşallah.  Yeğenlerimle görüştüğümde o kadar çok mutlu
oluyorum, bana o kadar iyi geliyor ki, anlatamam bu güzellikleri. Anneyi görmek
başka, abamla birlikte geliyorlar. 2-3 gün aradan geçmiyor ki yeğenlerimi
arıyorum. Çok özlüyorum onları. Yazın inşallah düğünüm olacak, şu an
nişanlıyım. O da Hollanda’da yaşıyor. Türk, aynı benim gibi gurbetçi. İnşallah
düğünümüz orada olacak, bakalım Boluspor’la önümüzdeki yıl için sezon sonunda
anlaşırsak burada hayırlısıyla her şey olacak.


“TESİSLERİMİZ SÜPER,
HOLLANDA VE İSKOÇYA’DA BU TÜR TESİS YOK”


Tesis yönünden kulübümüz gerçekten çok iyi. İskoçya’da veya
Hollanda’da böyle bir sistem yok. Tesislerden yararlanma da yok. Burada yeni
yeni yapılanmalar yeni ek sahalar yapılmakta. Burada tesislerde yukarı katlarda
her oyuncu için odalar var. Yurt dışında bu iş öyle değil. Yurt dışında sadece
soyunma odası, idman sahaları, başka hiçbir şey yok. Buradaki gibi oyuncuların
kalabileceği tesis yok. Mesela cumartesi maçın olduğunda 1.5 saat öncesi kulübe
geliyorsun hepsi bu. Öyle bir gün önceden toplanıp tesiste kalma diye bir şey
yok. Orada disiplin farklı. Herkes işine saygılı olmak durumda. Ertesi gün
maçın olduğunda fazla abartılı bir şey yapamazsın. İstirahatini edeceksin,
uykunu alacaksın, maç günü öncesi yediğine – içtiğine özen göstereceksin. Bizim
Türk milleti olarak yapımız daha farklı, öyle bir durumda futbolcuyu boş
bırakmamak belki ülkemizde daha doğrudur. Boluspor gelişen bir kulüp, yavaş
yavaş her şey daha da iyileşiyor, örneğin kulüp binası önünde yeni ısıtmalı bir
saha daha yapılıyor. Her şey burada çok iyi ve kaliteli.


“TARAFTARLAR
İNANSINLAR VE GÜVENSİNLER”


Taraftarlar bize inansınlar, güvensinler, hep birlikte
hepimizin amacı Allah’ın izniyle en azından bir play-off, daha sonrasında ise
hayırlısıyla Süper Lig. Kim bilir belki ilk 2’den direkt çıkarız. Hedefimizden
asla şaşmadık, bundan kimse şüphe duymasın, tabii ki mücadelemizi sonuna dek
sürdüreceğiz ve bizler futbolcular olarak inanmışız, bunu başarmak için de tüm
gücümüzle çabalayacağız.

Boluspor’ın başarılı defans oyuncusu Alim Öztürk, bilinmeyen yönlerini kırmızı beyazlıların resmi dergisine anlattı.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
28 Mart 2018
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir