Bolu Valiliği tarafından Şehit yakınları
ve gazilere devlet övünç madalyası verildi. Madalyaların takdimi için İl Kültür
ve Turizm Müdürlüğünde tören düzenlendi.
Burada bir konuşma yapan Bolu Valisi
Aydın Baruş, “Şehitlik bizim değerlerimizde, bir faninin sahip olabileceği en
değerli makamdır.” diye konuştu.
İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü Toplantı Salonunda düzenlenen törene, Bolu Valisi Aydın Baruş,
Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Emine Davarcıoğlu, Tugay Komutan Yardımcısı Piyade Albay
Abdülkadir Kavuncu, daire amirleri, şehit yakınları ve gaziler katıldı.
Saygı Duruşu ve
İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tören, slayt gösterisi ile devam etti.
Törende, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu Öğrencisi Mehmet Oğuz Özen tarafından Arif
Nihat Asya’nın Bayrak şiiri okundu. Törede daha sonra ilahi ve kaside dinletisi
yer aldı.
Burada bir
konuşma yapan Bolu Valisi Aydın Baruş, şehit yakınları ve gazilere madalya
takdim etmenin onuru ve gururunu yaşadığını söyledi. Baruş şöyle konuştu;
“Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulunun kararı ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan’ın tercihleri ile şehit yakınlarımıza ve gazilerimize
madalyalarını takdim edecek olmanın onurunu ve gurunu yaşıyoruz. Devletimiz ve
milletimiz için canlarını feda ederek şehit olan kardeşlerimize Yüce Mevla’dan
rahmet diliyor, saygıdeğer yakınlarına metanet temenni ediyorum. Muhterem
gazilerimize sağlık dolu hayırlı ömürler diliyorum. Tarih boyunca varlığını
devam ettirebilen milletler, kutsal bildiği değerleri nesiller boyu sürdürebilen
milletler olmuşlardır. Türk Milleti atalarından miras aldığı değerlerini
muhafaza için her zaman eşsiz fedakarlıklarda bulunmayı hayatın en şerefli
vazifesi olarak idrak eden bir millettir. Bizler, mukaddesi bildiğimiz değerler
uğruna, vatan uğruna, bağımsızlık uğruna bayrak uğruna, ezan uğruna namus
uğruna canını seve seve verebilen bir milletin evlatlarıyız. Mukaddes
bildiğimiz değerleri muhafaza etmenin yegane şartı milletçe bizim
diyebileceğimiz bir vatana sahip olmaktır. Vatan sadece sınırları belli olan
bir toprak parçası değildir. Vatan, çocuklarımızın doğduğu, ağlamalarını
dinlediğimiz yerdir. Vatan, aynı çocuklarımızı, kınaları ile feda etmeye
gönderdiğimizdir. Vatan, atalarımızın bizlere emaneti olan hayat kaynağımızdır.
Vatan, üzerinde özgürce nefes aldığımız vahadır. Vatan, sevincimizle,
üzüntümüzle, gözyaşlarımızla suladığımız topraktır. Vatan, tek bir taşını kötü
niyetlilerden kıskandığımız sevgilidir, namustur. Bin yıldır bize aş sağlayan,
karnımızı doyuran, geçmişimizi bağrında saklayan, geleceğimizin umut
çiçeklerini yetiştirdiğimiz bir bahçedir vatan. Vatan, üzerinde ay yıldızlı al
bayrağımızın özgürce dalgalandığı, minarelerinden ezan seslerinin eksik
olmadığı yerdir.
“Böyle bir vatana sahip olmak için
fedakarlık gerekir”
Böyle bir vatana
sahip olmak için fedakarlık gerekir. Gerektiğinde, ölümü göze almak gerekir.
İşte bu fedakarlığı ortaya koyan anlayış, şehadet ve gaza ruhumuzdur. Bin yılı
aşkın süredir bu ruh insanımızın hamurunu yoğuran mayadır. Atalarımızın,
Malazgirt Meydanında, İstanbul Surları önünde, Balkanlarda, 1. Dünya Savaşı’nda
Çanakkale’de, Sina Çölü’nde, Kut’ül Amare’de, Medine Savunmasında,
İstiklalimizi kurtardığımız Sakarya Meydan Muharebesinde, Dumlupınar’da ortaya
koyduğu mücadele hep bu ruhun yansıması olmuştur. Askerimizin, jandarmamızın,
polisimizin, vatanın bütünlüğü uğrunda Hakkari’nin, Şırnak’ın dağlarında,
yurdumuzun dört bir köşesinde teröristlere ve insan canına kast edenlere karşı
verdikleri mücadelede verdiği fedakarlık anlayışı hep bu ruhun tezahürleridir.
15 Temmuz 2016’da Milli İradeyi esaret altına almak isteyen, onursuz ve
satılmış, iradesizlere karşı genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeği ile sergilediği eşsiz dik duruş,
şehadet ve gazilik ruhunun milletimizin benliğinde dipdiri yaşadığının en bariz
belgesidir.
“Şehitlik en değerli makamdır”
Şehitlik bizim
değerlerimizde, bir faninin sahip olabileceği en değerli makamdır. Rabb’ül
Alemin hayat rehberimiz olan kitabında, ‘Allah yolunda öldürülenlere, ölüler
demeyiniz, bilakis onlar diridirler. Lakin siz anlayamazsınız’ buyurmuştur.
Şehitlerimiz milletimizin gönlünde ve hafızasında daima yaşamaya devam
edecektir. Şehitlerimizin gösterdiği eşsiz fedakarlığın üzerimize yüklediği
borcu, bu dünyada hiçbir şey ödeyemez.
“Şehitlerimizin emanetini dipdiri
yaşatmak boyun ve namus borcumuzdur”
Saygıdeğer şehit
ailelerimiz, şehit olan evlatlarınızın emanetini dipdiri yaşatmanın boyun ve
namus borcumuz olduğunu çok iyi biliyoruz. Onların anne babaları, kardeşleri ve
evlatları olarak sizleri baştacı etmek hepimizin görevidir. Saygıdeğer
gazilerimiz, sizlerin şehit olmak için çıktığınız meydanlarda, sergilediğini
kahraman duruşunuzla, şahit olduğumuz kararlılık ve metanet milletimize ilham
kaynağı olmaya ve güç vermeye devam edecektir. Atalarımızın, Ertuğrul Gazi’nin,
Osman ve Orhan Gazi’nin, Gazi Osman Paşa’nın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
sahip olabildiği bu unvanı ömür boyu taşımak ne büyük bir onurdur. Sizlerin, bu
millet için, bu vatan için gösterdiğiniz fedakarlığı hiçbir zaman
unutmayacağız. Unutmamalıyız. Bugün ailelerine devlet övünç madalyasını takdim
edeceğimiz aziz şehitlerimizin, Piyade Uzman Çavuş Ziya Sarpkaya’yı, Polis
Memuru Ozan Özen’i, Polis Memuru Şerife Özden Kalmış’ı, Polis Memuru Mustafa
Altındal’ı rahmet ve şükranla yad ediyorum, ruhları şad, mekanları cennet
olsun. Burada kendileri ile birlikte olmaktan şeref duyduğumuz, 15 Temmuz
Gazilerimiz Emin Karabıyık ve Bayram Kasana kardeşlerimize minnet ve
saygılarımızı ifade ediyorum.
Vali Aydın
Baruş’un konuşmalarının ardından, şehit ve gazilerin özgeçmişleri okundu.
Törenin sonunda şehit yakınları ve gazilere madalyaları takdim edildi.