Bolu’nun Göynük
ilçesinde, 726 yıllık Osmanlı mimarisi, kültürü, örf ve adetleri korunarak
yaşatılmaya devam ediliyor. 726 yıllık tarihi yaşatan ve geçmişin izlerini
bugüne taşıyan ilçenin havadan görüntüleri izleyenleri etkiliyor.
Bolu’nun Göynük ilçesinde 726 yıldır bozulmadan korunan,
sahip olduğu doğal güzelliklerini, kendine has kent dokusunu, tarihi ve
kültürel mirasını koruyarak sürdürebilir kılan ve 2017 yılı Şubat ayında
Uluslararası Cittaslow (Sakin Şehirler) arasından en sakin şehir seçilen ilçe,
turistler tarafından yoğun ilgi görüyor. Göynük ilçesinin geçmişin izlerini
bugüne taşımasıyla birlikte, Anadolu Türk yaşayışının ve yerleşme kültürünün
önemli örneklerini gözler önüne seriyor. Göynük türbe, çeşme, cami gibi 162
tane sivil mimari esere sahip. Tarihi eser yapıları ve kendine ait örf, adet ve
gelenekleri ile turistlerin ilgisini çeken Göynük havadan da görüntülendi.
Tarihi evlerin sıra sıra dizili olduğu ve Osmanlı kültüründe
ki saygıdan dolayı hiçbir Göynük evinin arkasındaki diğer bir evi kapatmaması
da ilçeyi ziyaret için gelen turistlerin dikkatini çekiyor. İlçede 1922 yılında
Sakarya Zaferi’nin anısına hakim bir tepeye Zafer Kulesi yapıldı. Onarımlardan
geçerek bugüne kadar gelen ve saat kulesi olarak kullanılmaya devam edilen
kule, ilçeye nostaljik ve büyüleyici bir güzellik sunuyor. İlçenin simgesi
haline gelen ve güzel bir Göynük manzarası vadeden Zafer Kulesi, Cumhuriyet
Dönemi’nde yapılan ilk tarihi yapı olma özelliğini de koruyor. Göynük Belediye
Başkanı Kemal Kazan, Bolu kent merkezine 96 kilometre uzaklıkta bulunan
Göynüğün; tarihi evleri, Zafer Kulesi, Arnavut Kaldırımları ve Akşemseddin
Hazretleri ile Ömer Sikkin Hazretleri’nin türbesinin bulunduğu tarih ve kültür
anlamında çok güzel bir ilçe olduğunu belirtti. İlçelerinde Osmanlı kültürü,
örf ve adetlerini yaşatmaya çalıştıklarını ifade eden Başkan Kazan, Göynüğe
gelen turist sayısından da memnun olduklarını söyledi.
“OSMANLI
KÜLTÜRÜ, ÖRF VE ADETLERİNİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Göynüğün tarihinden bahseden ve ilçenin Osmanlı’ya 1292’de
geçtiğini belirten Göynük Belediye Başkanı Kemal Kazan, “Göynük tarihinden
bahsedecek olursak, Göynüğün tarihi aslında çok eskiye dayanıyor. Bizans
döneminden, Frig döneminden, Osmanlı’ya 1292’de geçiyor. Çok eski bir tarihi
ilçemiz. Hepsinden önemlisi, Göynüğün tarihi evleri, Zafer Kulesi, Arnavut
Kaldırımları ve Akşemseddin Hazretleri ile Ömer Sikkin Hazretleri’nin
türbesinin bulunduğu tarih ve kültür anlamında çok güzel bir ilçemiz. Biz örf,
adet ve geleneklerimize bağlıyız. Ve hala daha bunu ilçemizde yaşatıyoruz.
Kadınlarımız hala eski Osmanlı’dan kalma kıyafetleri ilçemizde giymeye devam
ediyorlar. İlçemizde Osmanlı kültürü, örf ve adetlerini yaşatmaya çalışıyoruz.
Belediyemiz olarak da Yöresel El Sanatları Eğitim Merkezi’ni oluşturduk.
İlçemizde bulunan kadınlarımızın giyinmeye devam ettikleri örtülerimizi
dokuyoruz o merkezde, Göynük dokulu örtüdür ismi. Onun da coğrafi işaretini
almış bulunmaktayız Göynük Belediyesi olarak” dedi.
“HİÇBİR GÖYNÜK
EVİ ARKASINDAKİ DİĞER BİR EVİ KAPATMAZ”
Göynük evlerinin en önemli özelliklerinden bir tanesinin
Osmanlı kültürünü yaşatmak olduğunu söyleyen Başkan Kazan, “Göynük
Belediyesi olarak biz tarihi evlerimizi, tüm tarihi eserlerimizi koruyoruz ki
gelecek nesillerimize bunu anlatabilelim diye bütün evlerimizin restorasyonunu
peyderpey, belli aralıklarla, bütçemize göre yapıyoruz. Göynük evleri taş temel
üzerine ahşap olarak yapılan ve genelde 2 ila 3 kat arasında ki evler
şeklindedir. Göynük evlerinin en önemli özelliklerinden bir tanesi de Osmanlı
kültürünü yansıtır. Ve Osmanlı kültüründe de birbirine saygı, insana saygı ön
planda olduğu için hiçbir Göynük evi diğer arkadaki evi kapatmaz” diye
konuştu.
“SAKİN ŞEHİR
GÖYNÜK”
Göynüğe gelen ziyaretçi sayısının günden güne arttığını ve
ilçenin hem sakin hem de huzurun başkenti olduğunu belirten Başkan Kazan,
“Turist sayısından memnununuz, giderek artıyor. Göynük ilçemiz geçen Şubat
ayında sakin şehir olarak seçildi. Bir yerin sakin şehir olabilmesi için
yaklaşık 82 tane kriter var. Bu kriterleri sağlayarak olduk. Bunların en
başında da kendine özgün kimliğini korumak, örf ve adetlerini koruyarak gelecek
nesillere aktarabilmek alanında. Biz bunları Göynük’te yaşatıyoruz, bu
sebepledir ki Göynük sakin şehir seçildi. Ve ziyaretçi sayımız da günden güne
artıyor. Burası için aslında hem sakin hem huzurun başkenti diyebiliriz. Gelen
ziyaretçilerimizin izlenimlerini aktarayım; huzur bulduklarını söylüyorlar. Ve
gerçekten huzurlu bir şehir. Osmanlı zamanında da sakin bir şehirdi. Aynı zamanda
tarihi İpek Yolu koridorunun da güzergahında olan bir şehir. Akşemseddin
Hazretleri’nin Göynüğü seçerek Göynüğe yerleşmesinin ve burada kalmasının bir
nedeni, sebebi var. Bizde yaptığımız tüm çalışmaları onun ruhuna, onun
felsefesine uygun olacak şekilde yapmaya gayret ediyoruz. Ben kendilerinin
burada olmasından dolayı onur ve gurur duyuyorum. Ona laik olmaya
çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Osmanlı döneminin izlerini hala ilk günkü gibi taşıyan
Göynük’ün havadan görüntüsü de izleyenleri etkiliyor. Osmanlı mimarisinin en
güzel örneklerini hala bünyesinde bulunduran Göynük’ün havadan görüntüsü tarihi
gözler önüne seriyor.